bugün

entry'ler (551)

zall in 167 tane silik entrysi olmasi

doğal olandır.

5 saat 48 dakika aralıksız sözlükte dur, değil entryni seni bile silerler. o zall olduğu için silemiyorlar tabii.

uludağ roman 1001

ege bölgesinde dağlar denize paralel uzanmaktaydı ve bu iç anadolu bölgesi dağlarını çok rahatsız ediyordu.

uludağ roman 1001

hüseyin diyelim adına, birisi vardı ki; o çok kurnazdı.

insanlardan insanlar diye bahseden insanlar

oldum olası tiksindiğim laleler.

- neden üzgünsün?
+ insanlar çok bayat, hayat rererö.

ulan ayı, sen insan değil misin? niye kendini soyutlayıp şov yapıyosun millete?
vahşice bir entelcilik kokusu geliyor bu heriflerden bir de. banyo mu yapmıyorlar nedir..

daniel gonzalez güiza

can sıkmaya başlayan adam. 'galatasaray maçında yeniden doğacağım' dedi ve bu demeci galatasaray maçından sonra oynadıkları her maçta tekrar tekrar verdi. şimdi de 'ikinci devrede bambaşka bir güiza izleteceğim' diyor. deli midir nedir.. git limon sat, ne bileyim.

bebek okan

--spoiler--
GOOGLE DA BEBEK OKAN YAZINCA HAKKIMDA CIKCAN O SOZLUK YAZILARINA GUZEL OLSADA GICIK OLUYORUM LUTFEN ii YADA KOTU:) BISEY YAZMAYIN YAA KISKANANLAR CATLIYO ZATEN:)
--spoiler--

diye buyurmuş zat. zall çatlamış, sırada july4th var.

destere

filmin sonunu çekmeyi unutmuşlar. zaman kaybı.

kıyamıyorum nazlı girdimi silmeye

(bkz: kıyamıyorum nazlı modumu üzmeye)

ekremsi

erkeksi.. haşin erkeksi.. ekrem bora..
ekremler ölmesin, şeker de yiyebilsinler.

ekremsi

ekrem gibi kokan.

kural tanimaz mahalle abileri

şahsi fikrim sorulacak olursa, bizim nesli perişan etmiş adamlardır. bizim jenerasyona mensup milyonlarca adamın üniversiteye gitmeden önceki hayatını serseri, üniversiteye başladıktan sonraki hayatını ise rahatlamış olarak geçirmesine neden olmuşlardır. tabii üniversiteye hiç yerleşmeyenler zamanla onların yerine geçmiş, onlar ise hapse girmiştir. bu devr-i daimden bizlere kalan o adamlar yüzünden çektiğimiz eziyetlerdir.

günümüz çocukları üzerinde bize bıraktıkları etkiyi bırakmadıklarını gözlemliyorum. bunu gelişen teknoloji ile ilişkilendirebiliriz. gelişen teknoloji neticesinde çocuklar evlerine kapanmış, kendi yağlarında kavrulur olmuşlardır. bu gelişme onlar üzerinde çok olumsuz sonuçlar doğurmuş olsa da, mahalle abilerinin sayısının azalmasını sağlamıştır. bizim jenerasyonda patlama yapan mahalle abisi sayısı zaman içinde kutup ayılarına paralel olarak azaldı, yok olmaya yaklaştı. bu nedenle hayatının herhangi bir evresinde mahalle abisi görmemiş bir kardeşim birazdan yazacaklarımı okursa 'sen de çok salak çocukmuşun beee' diyebilir. öncelikle, terbiyeli ol skerim ağzını. bizim yaşadıklarımız, yaşamak zorunda olduklarımızdı. o yüzden o hallere düştük. siz hiçbir zaman kopmuş bir pamuktan yapılma kaplumbağa başı ile evde yalnız kalmadığınız için can sıkıntımızın boyutlarını tahayyül bile edemezsiniz.
mal gibi topacın ucuna ip sarar, sonra yere salardık lan. hayat mı? hayat. bence beni kıskanmalısın sevgili kardeşim. çünkü sen çocukluğunu asla tam anlamıyla yaşayamayacaksın. koş hadi yamırcık tv. de çizgi film başlamış, onu izle.

neyse birader, şu veledi de gönderdim, şimdi gireyim konuya.
çocukluğuma dair utanarak hatırladığım ne kadar anım varsa, hepsi bu sığırların bok yemesidir. canı sıkılınca yanına çağırıp döveni mi ararsın, bisikletini alıp kaçanı mı ararsın, seni hırsızlığa zorlayanı mı ararsın.. şerefsizin çocukları. hiyerarşi'yi de bunların arasında öğrendim ben. bizim mahalle abilerinden örnek veriyorum şimdi;
haruna gidiyosun, bisikletimi çıkarabilir miyim diyosun (sanki babam abura koyim.)
harun gidiyor ahmet'e, 7th bisikletini çıkarsın mı diyor (nolur izin veer)
ahmet gidiyor salih'e, 7th bisikletini çıkarsın mı diyor (bu salih piç)
salih diyor ki; 'çıkarsın da gezek biraz'

ebeyin ayağı. babam bir sürü para bayıldı o bisiklete lan, sen kıçını sil diye mi aldık onu itoğlu! tabii bunu yüzüne söyleyemiyosun, bisikleti çıkarıyorum, alıyor elimden sktirip gidiyor lise önüne karı kıza yavşamaya.

olm bize ait olan ne varsa bunlara da aitti. çıkıyorum sokağa taso oynayacam, gelip çöküyor yanıma 'oynayak mı' diyor. 'oynayalım' diyorum. 'dik 10 tane' diyor. dikiyorum 10 tane, yerdekileri alıp kaçıyor.
vay ağzına sıçtığım gavatı. ne istiyosun lan benden?

salih ibnesini dövdürdüydüm bi gün, iyi etmişim.. birader biz bunlara tapıyoduk falan ama acayip gerizekalıydı bunlar. bi gün geldi bu benim yanıma 'bisketi çıkar da gezelim' dedi, dedim 'yok', dedi 'nasıl yok', dedim 'şu arka mahalledeki ferhat ibnesi aldı'. bu salak da gitmiş arka mahalleye, ferhat'ın abisinden bir güzel dayak yemiş, ağlaya ağlaya geliyor..
içimin yağları öyle bir erimiş ki kendime geldiğimde hakan şükür'le ali sami yen'de antrenman yapıyorduk..

bu heriflerin yaşları da en fazla 15 olur ha.. biz gözümüzde büyütürüz bunları hep. iki tane tüy biter ibnenin meymenetsiz suratında, sakalı çıkmış deyü taparız ite.
hadi bu hırsızcılık oynayan avam gavadları geçtim, bir de döven adamlar vardı.

hiç unutmam birader bir gün yeni bisiklet aldırmışım kendime, salih ibnesi de babasının yanına çalışmaya gitmiş, yardıra yardıra geziyorum şehri. el falan bırakıyorum arada. neyse öküzün teki el kol hareketi çekti, durdurdu beni. dedim 'noldu abi', dedi 'gel benle'
götürdü bu beni bi karanlık bi depoya..

- neden buraya geldik abi?
+ (çaat)

anasını sktiğim oğlu çatır çutur girişti benim surata nedensiz yere.. ulan gücünü üstümde deniyor denyo. ağzım mağzım kanadı, ben de nasıl denyoysam ses çıkarmıyorum. lan bir bağır, yardım iste, ağla di mi? yok anasını satim, iki saat dövdü herifçi beni, sonra sktirdi gitti.
ağzım yüzüm kan içinde, arkasından bakıyorum ben bunun.. la kaçsana!

sonradan öğrendiğime göre bizim karakolun komiserinin oğluymuş bu. kendine olan fazla güveninden kaynaklanıyormuş bu pezevenkliği. tabi gittim komiserin karşısına, dedim 'seni de skerim, çocuğunu da. dökerim o apoletlerini, çocuğuna yediririm ulan' teksas mı burası şerefsiz? baban komiser diye git sağı solu döv, it. komiser çekti bu damızlık öküzü, bi güzel dövdü gözümün önünde..
içimin yağları öyle erimiş ki uyandığımda matematikten yıldızlı pekiyi almışım..

bunlardan hariç bi de damardan türlü kötü alışkanlık enjekte edenleri vardı bu abilerin. küfür, kavga, dövüş, hırsızlık.. alayında ihtisas yapmıştı eşşek herifler.
küfür dağarcığımın bu kadar geniş olmasının müsebbibi de bu şerefsizlerdir. gözlerine girecez diye etmedik küfür komazdık yanlarında..

- ya ali abi geçen yürüyoruz ibnenin biri çelme taktı, orospu çocuğu gibi ayakkabı giymiş bi de amına kodum kız suratlı pezevenk doğurttuğu ibne evladı.

ali de manidar tebessümle bakıyor biz böyle anlatırken suratımıza. ulan sen büyüksün, biraz örnek olsan ölür müsün insafsız? desene 'etme çocuğum, yapma kardeşim' ama yook.. hep şöyle derdi;

+ vay amına koduğum.

am buldun koy anasını satayım. hıyarağası.
bir gün bunlar yüzünden babamdan dayak yedim zaten.. bit kadar veledim birader, fatih diye bi mahalle abisi vardı, amına kodum küfrünü öğrettiydi bana.. eve gittiğim gibi, 'amma da kodum' demişim.
hayır küfrü uğrattığı dezenformasyona bak ibnenin. madem edemiyosun, ne uğraşıyosun mal? babam lafımın alt metnini anlamış olacak ki 'ne dedin sen' diye sevda demirel gibi yürüdü üzerime..
o kadar hırpalanmışım ki uyandığımda yan yatağımda hande ataizi yatıyordu..

bir gün de bir bakkala soktu bizi bunlar, toybox çalacaz dediler.. lan girdik bakkala, fatih ayısı bakkalı oyalarken doldurduk cepleri fırladık dükkandan.. görüyo musun denyoluğu? eşkıya mı olacaksınız lan?
neyse bu olay benim bilinçaltına öyle bir nüfuz etmiş, benim vicdanıma öyle bir tecavüz etmiş ki, gece oturdum sofraya, 'hırsız olarak yediğim ilk yemek..' 'hırsız olarak fırçaladığım ilk diş..' 'hırsız olarak sıçtığım ilk bok..' deyü hayatı dar ettim kendime. sonra gittim herife dedim 'benim sana borcum vardı' verdim toybox paralarını..
zaten toyboxlardan da bi s.k çıkmamıştı..

neyse dostlarım, fazla uzatmayalım.. bu mahalle abileri az çektirmedi bizim nesle, ben onu diyem.

geçen bayram niyetine dönmüşüm okuldan, baktım bizim evin kapısının önünde iki piç sigara içiyor.. biri 15, diğeri taş çatlasa 7 yaşında.. 7 yaşındaki piç bildiği tüm küfürleri ediyor, öteki de gülümsüyor.. 7 yaşnda içtiği sigaraya mı yanayım, ettiği küfüre mi yanayım derken 'sktirin lan evinize' demişim.. büyük olanı baktı sömürgesi önünde karizması çiziliyor 'sana noluyor yaa' dedi.. 'at lan o sigarayı, yoksa burnuna sokarım' dedim, attı.. atacak tabii. döverim lan gerekirse. bacak kadar boyuyla artistlik yapıyor bir de itoğlu.

gotunismus

pek şirin bir isviçre kasabası. nüfusu 25'dir. anne baba ve çocuklardan oluşur.

pelin batu nun 12 saat sevişmesi

bizi ilgilendiren kısmı, skimsonik bir sevişme için 10 ton su kullanılmış olmasıdır.

lan yağmurda seviştirmeyince oscar vermiyorlar mı filmine? sonra çevreymiş, suymuş, küreymiş.. sktrin lan.

hüseyin üzmez in lost adasına düşmesi

kate ve jack'in doğması muhtemel kızları için büyük tehlike arzeder. bir de aynı adaya onunla birlikte ilaç atılmış bir gazoz düşerse, ohoo..

sol frame in temiz hale gelmesi

o konu ile ilgili geyik tarzı entry girenlerin hala ayık olduğuna bakarsak, geyiğin de bir sınırı olduğunu, bir yerden sonra sıktığını anlamamıza vesile olan..

yakisikli olmanin sozlugu karistirmaya yetmesi

yerinde bir tespit olabilir, fakat önermeyi desteklemek için kopush örneği verilmesini doğru bulmuyorum. zira kopush yakışıklı değilmiş, hatta yüzünün neye benzediği tartışılıyor..
sözlüğü karıştırmaya yeten şey, yüzünü göstermeden 4 ayrı kadınla çıkabilen kopush.. ya da yüzünü görmeden kopush la çıkan 4 ayrı kadın. lan ne biçim insan bunlar?

uludag sozlukte 30 000 yazar caylak edildi

(bkz: sular mı yandı neden tunca benziyor mermer)

uludag sozlukte 30 000 yazar caylak edildi

çaylak olmayan yazarların moderasyonu 'yazar soykırımı' ile suçlayacağı ve neticesinde sonsuz görünen bir polemiğin başlayacağı olay..
orhan pamuk ölüm döşeğinden 'yazar soykırımı'nı tanıyacak, son nobelini alacak diye duydum.

ceyda baksbaniogullari

sert kaya. çarpana çok pis çarpıyormuş.

ceyda baksbaniogullari

bir aylık çaylaklığın ardından 40 kişiyle birlikte tekrar çaylak olacak yazardır. çok ayıp ettin sen bu gece bize..